13 Mayıs 2013 Pazartesi

Aleister Crowley

(Bulduğum en insana benzeyen fotoğrafı buydu sanırım. Sonra sonra buna musallat olmuşlar; tipi kaymış. Neyse yazıya geçelim.)
 Golden Dawn (altın şafak) adlı masonik satanist cemiyetin kurucusudur.
Wiki'ye baktığımızda ;
Aleister Crowley: Ünlü İngiliz okültist, Skoç Riti'nde 33. derece Büyük Üstad, özgür mason, yazar, mistik, satranç ustası, dağcı, şair, ressam, astrolog.
İfadesine rastlıyoruz. Bunca ilgi alanı beni bu adamın ağır şizofreni olduğu düşüncesine itmekte ama objektif olacağım madem; yorum yapmayayım daha fazla.

Hayatıyla başlayalım.

 Aleister Crowley ya da doğum adıyla Edward Alexander Crowley (12 Ekim 1875 - 1 Aralık 1947) İngiltere, Warwickshire'de doğdu.
 Babası Edward Crowley bira fabrikası işletmiş ve Aleister doğduğunda emekliye ayrılmıştı. Kökleri Devon ve Somerset ailelerine dayanan annesi Emily Bertha Bishop ve babası Protestanlığın en uç kanadı olan ve Exclusive Brethren olarak bilinen Darbyte'nin üyesiydiler.
 Babası Edward Crowley günlük işlerini bitirdikten sonra vaazlar verirdi ve çocuğu için de gündelik Kitâb-ı Mukaddes çalışmaları için özel öğretmen tutmuştu. Babasının ölümünden sonra annesinin oğlu üzerindeki denetimi Crowley'in Hristiyanlığa olan şüphesini arttırmaktan başka bir işe yaramamıştı. Asi oğlunu canavar "The Beast" diye çağırmaya başlamıştı ve Crowley hayatının ileriki yıllarında annesinin kendisine İncil'in Vahiy bölümünden alarak taktığı bu lakabı daha son kendisi için severek kullanacak ve "günah" olarak değerlendirilen eylemleri hayatın en önemli ve keyifli aktiviteleri olarak görecekti.
 1895'de Trinity Koleje gitti. Kolejde felsefe, psikoloji ve ekonomi okudu. Okul yıllarında çeşitli cinsel aktivitelere kendini vermişti.
 1896'da üstü kapalı olarak geçtiği bir olay sonrasında kendini okültizm ve mistisizme verdi. Bir sonraki yıl simyacı, mistiklerin eserleri ve büyü üzerine okumaya başladı.
Bir sonraki yıl ilk şiir kitabını (Aceldama) yayınladı ve kendisini Samuel Liddell MacGregor Mathers ve Altın Şafak (Golden Dawn) tarikatıyla tanıştıracak olan Julian L.Baker ile tanıştı.

 Özeti buydu. Buna zaten wiki'den de ulaşabilirdiniz. Şimdi asıl meselelere dönelim. Kedi ve insan kanı içen, şeytanla anlaşma yapmayı denemek, Led Zeppelin ve Beatles'ın albüm kapaklarını etkilemiş, Ozzy Osbourne' un da kendisi için bir şarkı söylediği, Jimmy Page tarafından 1 yıl kadar yaşadığı şatosu satın alınan, yaşadığı dönemde aşağılanıp girdiği her mekandan kovulmasına rağmen rock tarihine yön veren, oğlunun adı Attaturk olan bu adam aslında kim ve neymiş görelim.

 Önce ufak bir komplo teorisi ile mi başlasak?

 Jimmy Page'in onun hırslı bir takipçisi olması ve Stairway to Heaven şarkısının tersten çalındığı halinde ise anlamlı bazı garip pasajların olması ise bu adam hakkında konuşulan şeylerin belki de bir kısmının doğru olması gibi bir korkutucu bir şüphe uyandırır. Bu adamla ilgisi de; etrafındakilere tersten konuşma, yazma ve okumayı öğretme çabasıymış.

 Zamanında okuduğum makalelerden birisinde 'backmasking' denen olayın gerçekliğini sorgulamıştım. Net bir kanıya varamasam da internette dolaşan birçok komplo teorisi mevcut. Özellikle bu videodan bakabilirsiniz. Ama Led Zeppelin sonrasında Nirvana, System of a Down, Lady Gaga, Rihanna ve Beyonce gibi grup ve şarkıcıların şarkılarında da rastladığım bu mevzuya pek bir açıklık getiremedim. Aslında günümüzde çoğu yüksek düzeydeki popüler sanatçıların (Özellikle Lady Gaga, Rihanna, Beyonce, Madonna, Jay-Z, Justin Timberlake, Britney Spears, Michael Jackson gibi) şarkılarına el atan 'İllüminati' denen örgütün parmağı da olayda mevcut. Fakat benim ilgi alanım komplo teorileri olmadığı için fazla ayrıntıya giremeyeceğim. Ama Eminem'e 'Not Afraid' şarkısı ve klibinden sonra bir kere daha bu cesur herife hayran olduğumu belirtmek istiyorum. Bir de sanırım solosunda farklı dünyalara gidebildiğim 'Stairway to Heaven' ı kirletmek istemediğim için inanmamış da olabilirim.

 Bunların hepsi ile bağlantılı olduğunu düşündüğüm adamı biraz daha inceleyelim hadi. Bu arada Mr Crowley şarkısı için;




 Aleister, ailesi nedeniyle, on iki yaşına kadar, köktendinci olarak adlandırabileceğimiz darbyite mezhebine bağlıydı. Bu mezhebin inanışına göre kendileri dışındaki herkes cehennemlikti (bu inanış, bir yerlerden tanıdık geliyor ama... nereden). Bu inancın gereği Aleister, İncil, Tevrat ve diğer eski ahit kitaplarını ve öğretilerini çok iyi biliyordu. Ancak, içine kapalı bu genç adam, 1887 yılında, dini vaazlar veren babasının ölümü üzerine, Cambridge'deki yatılı debyite mezhebi okuluna gönderilir. Bu okul, üzerinde o kadar derin (negatif) etkiler bırakır ki Aleister, peygamberliğini ilan edecek kadar kafayı sıyırır... Artık, bir çöküş süreci içine girmiştir...

 Okulun fanatik evangelizmi genç adamı bu mezhepten soğutur. Okulda yaşadığı bazı olumsuz olaylardan sonra Aleister, 1892 yılında Malvern erkek lisesine gönderilir. Ancak, bahtsız bedevinin kutup ayıları ile orgy yapması misali, bu okulun ilk ve en önemli kuralı olan "eşcinselliği" red etmesi yüzünden Aleister, burada da barınamaz.

 Aleister, aynı loca'dan kankası Julian L Baker aracılığıyla, simya üstadı olan George Cecil Jones ile tanıştı. Üstat Jones, ezoterik konularda daha iyi bir eğitim alması ve cemaate kabulü için Aleister'ı Altın Şafak Hermetik cemiyeti'ne (Golden Dawn) önerdi ve 1898 yılında üyeliğe kabul edildi.

 Bu katılım, Crowley'in hayatının dönüm noktalarından biri olmuştur, diyebiliriz. 1888 ylında, Westcott, Mathers ve Woodman tarafından kurulan bu ezoterik cemiyet, masonluğa benzer bir hiyerarşik yapılanma ile örgütlenmiş olup, ritüel maji, astral seyahat, astroloji, tarot, hermetizm ve remil gibi okült bilimler üzerinde yoğunlaşmıştı. Tabii ki, mafya'ya giren ölmeden çıkamaz kuralı, bu cemiyet için de geçerliydi...

 "Altın Şafak" öğretileri sayesinde sofistike ve inanılmaz bilgiler ile kuşanan aleister, sadece üstatların üye olabildiği güç haçlı cemiyeti'ne önerilmek için durmadan çalışıyor, kendini de geliştiriyordu. Ancak, şef Mathers'in de referansını almasına rağmen, cemiyet, Aleister'ı üyeliğe kabul etmez (neden kabul edilmediği halen tartışılır). bu olaylarla birlikte, Aleister'ın Altın Şafak ile ilişkilerinin iyi olmadığı, hatta cemiyet üyelerinin onu "psikopat" olarak tanımladığı, kopmaların yaşandığı kötü bir dönem başlar...

 Kendisi, aynı zamanda ünlü Kanun Kitabı'nın (The Book of The Law) da yazarıdır. 1904 yılında, Rose Kelley ile evlenen Crowley, balayına gittiği Kahire'de, bedensiz bir varlıktan bazı tebliğler almaya başladığını, Kanun Kitabı'nı da bu varlığın öğretilerine göre yazdığını iddia eder. Lirik ve etkileyici bir dilde yazılmış bu kitap, çarpıcı özellikteki bazı dizelerle birlikte, şok edici ve dehşete uğratan sözlerle de doludur. Kanun Kitabı, dünyanın yeni bir çağa girdiğini ve Crowley'in bu çağın peygamberi olduğunu öne sürmektedir. Ancak, bu kitap ve sonrasındaki gelişmeler nedeniyle Crowley Altın Şafak cemiyeti'nden kovulur. Ancak, Crowley, cemiyete madik atarak, cemiyetin arşivini çalar.

 Kanun kitabına dönecek olursak;

 Kanun kitabı, Osiris çağının bittiğini ve "taçlı ve fatih çocuk" Horus çağının başladığını beyan ediyordu. Age of Mythology oynayanlar bunların mısır tanrıları olduğunu çakmışlardır zaten çoktan. Mısır Panteonunda Osiris baba, İsis anne ve Horus çocuktur. Osiris çağından önceki anaerkil İsis çağı, sonra babaerkil Osiris çağı ve son olarak da oğula ait "özgür" bir çağ vaat edilmekteydi. ancak, buradaki çelişki şudur: zira, Crowley'in de karşı olduğu Hristiyanlık, "oğul çağı" olduğunu iddia ediyordu.

 Ay Çocuğu ve Bir Uyuşturucu Müptelasının Günlüğü adlı yapıtları bilinen Crowley, 1947 yılında öldü. Kendisini bir simya üstatından çok, kara büyücü veya İsa karşıtı olarak anan insanların sayısı fazladır ve okült dünyasında adı pek hoş karşılanmaz. Hatta, Crowley'in bir tür şaklaban veya psikopat olduğunu düşünenlerin sayısı pek de azımsanacak gibi değildir.


"bay crowley, konuştun mu ölülerle
sürdüğün hayat trajik gelir bana
herkesi kandırdın o büyülerle
ve bekledin şeytanın kapısında"

demiştir Ozzy.


 Anton Szandor Lavey de kendisinin öğrencisi ve mistik öğretisinin takipçilerinden biridir. Bu bağlamda, diyebiliriz ki, Crowley, modern satanizmin esin kaynağıdır. Şeytan`ın oğlu golem`i dünyaya getirmek istemiştir.

 Supernatural adlı dizide golem'in ruhu olmayan, kil ve topraktan oluşan bir yaratık olduğunu görmüştük. İbranice'de 'aptal' anlamına gelir ki; golemlerin zeka seviyeleri oldukça düşüktür. Hahamları korumak için canlandırıldıkları söylenmektedir. Yine efsaneler ve komplo teorileri var fakat ayrıntılarını sonradan irdelemeyi düşünüyorum.

 Aha size golem. Tiplerin hiçbirisinde meymenet yok zaten.



 Neyse; Warwickshire gibi bir yerde doğan ilk arıza adam değilmiş demek. Shekespeare'nin de orada doğduğu biliniyor. Kimisi Aleister'i usta kimisi de Hollywood malzemesi olarak görmektedir. Benim ilgimi çeken bir yanı yok fakat bu konularla ilgili tarih boyunca en çok öne çıkmış olanı anlatayım dedim. Hadi kalın sağlıcakla.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder